BİR AVRUPA MACERASI

Avrupa Macerası
BAM, yani Bir Avrupa Macerası, eşim, oğlum ve kızımla birlikte 2008 yılının Temmuz ayında çıktığımız Avrupa yolculuğumuzun hikâyesi. Ankara’daki evimizden çıktık, İstanbul’da kısa bir mola verdik, Kapıkule’de yatarak geçirdiğimiz ilk gecenin ardından hızlıca Bulgaristan ve Sırbistan’ı geçtik, Macaristan’da şöyle bir dolandıktan sonra Avusturya ve İtalya’yı kapsayan bir kara yolculuğunun ardından Brindisi’den feribota atlayıp, önce Çeşme’ye ve en ...
26 August 2008
Başlarken
Şu an Viyana’dayız. Tam olarak kaç gün olduğundan emin olamadığım son birkaç gün son derece dolu dolu, ve sanki her zamankinden daha hızlı geçti. Yola çıktığımız ilk andan bu yana notlar alıyorum. Bugün de yazmaya başlamazsam, toparlayamamaktan korkmaya başladım. Neyse fazla uzatmadan olan bitenleri yazsam sanırım daha iyi olacak. Böylece siz de ne çok şey ...
27 August 2008
[Gün1] Hadİ Naş!

Türk gümrüğünden saat yediyi on geçe gibi çıktık ve Bulgar kapısına doğru yollandık. Nedendir bilinmez, etrafa bir mezbelelik hâkim. Hava sıcaklığı 18 derece ama bizim heyecanımızdan kaynaklanan iç ısımız termometreleri darma duman edebilecek kadar yüksek. Ama yapacak bir şey yok; önümüzdeki arabaların peşine takılıyor, sıradaki yerimizi alıyoruz.

27 August 2008
[Gün 2] Szeged – Budapeşte – Vİyana

Sabah 09:00 gibi kalkıyoruz. Otele fazla para vermek istemediğimiz ve daha ilginç bir şeyler yiyebileceğimizi düşündüğümüz için kahvaltıya yazılmamıştık. Arabaya biniyor ve şehri turlamaya başlıyoruz. Tuna nehri şehirden geçiyor ve şehir gerçekten de çok güzel.

28 August 2008
[Gün 3] Vİyana

Pek de erken olmayan bir saatte, saat 09:30 gibi kalkıyor ve karşımızda süper bir kahvaltı buluyoruz. Benim enişte Apfelstrudel’i güzel yapar, ama Irene’ninkinin yanında esamesi okunmuyor. Daha önce de belirtiğim gibi, Irene ve Herbert son derece düşünceli, kibar insanlar ve Ankara’da bizi ziyaret ettiklerinde gördüklerini unutmamış, kahvaltı için kendilerinin tercih etmedikleri salam, yumurta gibi şeyler …

29 August 2008
[Gün 4] Vİyana

Bugün Viyana’da ikinci günümüz. Sabah kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra kaldığımız evin hemen yakınındaki kale/şatoyu gezeceğiz. Robert’in kız arkadaşı Kathe zaten part time olarak burada çalışıyormuş ve bize özel bir tur yaptıracak. Erken bir saatte yürüyerek şatoya gidiyoruz ve görevliler bize kapıyı açıyorlar. İçeride sadece biz varız. Aslında yapı çok eski bir yapı değil, ama burada …

30 August 2008
[Gün 5] Vİyana – Venedİk

Sabah erken bir saatte kalktık ve Irene’nin bizim için hazırladığı enfes kahvaltının tadını çıkarttık. Richard ve Filiz için bir şeyler göndermek istiyorlar ancak arabanın içini gördükten sonra Irene de hemen vazgeçiyor, çünkü içeri herhangi bir şey almamız mümkün değil. Richard’ın Leatherman’ı ve motor botlarını bir yerlere tıkıştırıp, yola çıkmak için son hazırlıklarımızı yapıyoruz. Keşke biraz …

31 August 2008
[Gün 6] Venedİk

Bugün Venedik’i gezeceğiz. Sabah saat 08:00’de uyanıyorum ve kendimi öyle dinç hissediyorum ki, anlatamam. Normalde vampirin tekiyimdir ve uykum gece 03’ten önce pek gelmez ve elimden geldiğince sabah 10:00’dan önce uyanmaktan yana olmam. Ama bu sabah, şaşırtıcı bir şekilde saat 08’de uyanıyorum ve kendimi şaşırtıcı bir şekilde zinde hissediyorum. Malum kamp hayatı erken başlar ve …

1 September 2008
[Gün 7] Venedİk – Lago dİ Garda

Sabah kalkıp her zamanki gibi kahvaltımızı yaptıktan sonra arabayı toparladık ve saat 10:40 gibi kampingden ayrıldık. Bugün Garda gölüne gidiyoruz. Garda gölü İtalya’nın en büyük gölü ve çevresini dolduran bir sürü kamping ve konaklama yeri ile, özellikle de Hollanda’dan gelenlerin çok sevdiği bir sayfiye yeri.

2 September 2008
[Gün 8] Lago dİ Garda

Bugün Garda Gölü’nde, Camping Spiaggia d’Oro isimli kampingde kalıyoruz ve günü pek bir şey yapmadan dinlenerek geçirmek gibi bir planımız var. İtalya’nın en büyük tema parkı Gardaland’a oldukça yakın bir mesafede bulunan Camping Spiaggia d’Oro’da kalıyoruz. Gecelik 46 Euro ödeyeceğiz. Gönül Gardaland’a da gitmek isterdi ama ne zamanımız var, ne de para harcamak istiyoruz.

3 September 2008
[Gün 9] Lago dİ Garda – Mİlano – Genova – Chİavarİ

Bir günü kampingde herhangi bir şey yapmadan ve dinlenerek geçirdikten sonra yeniden yola düşmeye hazırız. Sabah erken bir saatte uyanıyoruz; her zaman olduğu gibi kamp hayatı erken başlıyor. Sabah sekiz buçuk olmasına rağmen kamping ahalisinin neredeyse %75’i uyanmış ve herkes kahvaltı telaşı içerisinde bir şeylerle uğraşıyor. Biz de kendimizi yeni günün temposuna bırakıyor ve marketten …

4 September 2008
[Gün 10] Chİavarİ – Pİsa – Floransa

Tatilimizin en kötü geçen gününün ve 100 € ödeyerek konfor içinde geçen bir gecenin ardından, sabah saat dokuz gibi uyandık ve otelin restoranında kahvaltımızı yaptık. Otelin hemen yanında sağlam bir park yeri bulmuş ve kızımı dinlenmesi için orada bırakmıştık. Gündüz saatlerinde yeni bir resepsiyon görevlisi gelmiş ve son derece güler yüzlü ve yardımsever bir adam. …

5 September 2008
[Gün 11] Floransa

Ah bu kamp hayatı! “Kardeşim saat yedi buçuk daha!” diye bağıracağım çıkıp çadırdan ama anlamayacak ki bunlar. Ben gençken sabahları uyurdum. Sabahın yedi buçuğunda derse gitmek için bile ancak bir iki kez uyanmışımdır. O halde, neden, neden bu zıpırlar sabahın yedi buçuğunda bağıra bağıra konuşuyorlar?

6 September 2008
[Gün 12] Floransa – San Gİmİgnano – Sİena

Artık kesin bir şekilde ortaya çıktı, şöyle doya doya, şöyle kana kana uyumak nasip olmayacak dönene kadar. Yine henüz kargalar birbirlerine sabah-ı şerifleriniz hayrolsun demeden, kampingin güzelim kafesine gidip kendimizi kahvaltının kollarına bırakıyoruz. Daha önce de söylediğim gibi buradan enfes bir Floransa manzarası var ve bugün yeniden yola düşeceğimiz için son bir kez, doya doya …

7 September 2008
[Gün 13] Sİena – Perugİa – Assİsİ – Roma

Derin beyin yataktan düşmesi haricinde vukuatsız ve huzur içerisinde geçen bir gecenin ardından saat dokuz gibi uyanıyor ve romantik pansiyon odamızı boşaltıyoruz. Bugün ne yapacağımıza tam anlamıyla karar vermiş değiliz henüz, ancak akşamı Roma’da geçirmek gibi bir planımız var. Sokağa çıktığımızda Siena’lı gençlerin sabahın erken bir saati olmasına rağmen yaklaşan festival hazırlıklarına devam ettiklerini ve …

8 September 2008
[Gün 14] Roma I

Siena – Perugia – Assisi – Roma yolculuğu bizi yormuş olmalı ki sabah erken kalkamıyoruz bu sefer. Bir önceki yazıda bungalow diye bahsettiğim odamızın aslında tekerlekleri var, dolayısı ile karavan demek de çok yanlış olmaz sanırım. Yola çıktığımız ilk günden bu yana ilk kez klima konforuna sahiptik dün gece. Yatmadan önce klimamızı çalıştırdık ve öylesine …

9 September 2008
[Gün 15] Roma II

Sabah kalkıyor ve hızlı bir kahvaltı yapıyoruz. Bugünkü rotamızda kolezyum var. Konuştuğumuz çeşitli insanlar çok kalabalık olduğunu ve geç kalacak olursak epey bir kuyruk beklememiz gerekeceğini söylediler ama bizim CR’dan ayrılmamız yine de on biri buluyor. Otopark parasına düşman olanların can dostu metroya atıyoruz kendimizi. Tuhaftır ki şimdi düşündüğümde (blogu neredeyse iki yıl sonra yazınca …

10 September 2008
[Gün 16] Roma III

Çok yorulduk. Çok yorulduk ama keyfimiz daha yerinde olamaz. Camping Roma’daki karavanımızda son derece mutlu bir şekilde, arabanın içindeki yatağa tıkışmadan kalabiliyoruz, klimamız çalışıyor, buzdolabına bir şeyler koyabiliyor ve bu arada da kızımın aküsünü bitirmiyoruz. Kampingin hemen karşısındaki marketten aldığımız bir sürü kahvaltılığımız var ve bugün hiçbir şey yapmadan dinlenmeye karar verdik. Karavanda kalıyor olsak …

11 September 2008
[Gün 17] Roma – Napolİ – Brİndİsİ

Bugün 12 Ağustos 2008. Artık İtalya’da tek bir günümüz kaldı. Ayın 13’ünde, sabahın körü bir saatte feribotumuza binmiş olacağız ve 14’ü akşamı 23:30 gibi de Çeşme’de olacağımızı farz ediyoruz. Sabah 9 gibi bir saatte uyandık ve eşyalarımızı toplamaya koyulduk. CR’dan gerçekten de memnun kaldık ve bir yandan Roma’yı gezerken, bir yandan da önümüzdeki 600 kilometrelik …

12 September 2008
[Gün 18-19-20] Brİndİsİ – Çeşme

Artık bir tür âdet oldu, anlaşılan o ki Ankara’ya döneceğimiz güne kadar şöyle kana kana uyumak mümkün olmayacak. Vapuru kaçırır mıyız endişesi içinde, kargaların kahvaltı saatinden hemen önce, altı buçuk gibi uyanıyor ve gündüz gözü ile uyanıp nasıl bir yerde olduğumuza bakıyoruz.

13 September 2008
[Gün 21] Çeşme – Ankara

Tuhaf bir duygu. Bir süredir Çeşme ve İzmir’in ışıkları görünüyor. Dışarıda kuvvetli bir rüzgâr var ama artık sıkıldığımız için Derin’le birlikte sık sık güverteye çıkıp ne kadar kaldı diye bakıyoruz. Işıklar iyice yaklaştığında gemide bir hareketlenme başlıyor. İnsanlar hazırladıkları eşyalarını koridorlara, yemek salonunun önüne, kısacası bulabildikleri uygun yerlere çıkartıp, limana yanaşacağımız anı beklerken ortalıklarda gezinmeye …

16 September 2008